Uzaktan eğitim sürecinde 3 haftalık bir süreci geride bırakıyoruz. Çocuklar kadar eğitimciler ve aileler de oldukça farklı deneyimler edindi bu süreçte.
MEB gibi birçok özel okul da kendi sistemlerini kurarak öğrencilere öğrenme ortamları oluşturmak üzere hızlı bir temponun içine girdi. Kısa zamanda gerçekten önemli yol katedildi. Bilgisayar tecrübesi yok denecek kadar az öğretmenler dahi evlerinden online bağlantılar kurmayı, eğitim videoları hazırlamayı ve öğrencilerine ulaşmayı başardılar. Yadsınamaz bir çaba, emek, başarı… Tüm eğitimcilere özverileri için tebrikler ve teşekkürler…
Bu kadar büyük bir emek varken, çocuklardan ve ailelerden uzaktan eğitim sürecine katılım oranının, isteğinin, motivasyonunun azaldığına ilişkin paylaşımlar gelmeye başladı. Araştırmalar da oranların düştüğünü gösteriyor bize. Peki, teknolojinin bu kadar içinde olan ve dahası aşığı olan çocuklarımız neden uzaktan eğitimden uzaklaşmaya başlıyor?
Birçok ebeveynin ortak şikayeti oldu bugüne kadar; “Çocuğum bilgisayar başından kalkmıyor. Ne yapmam lazım?” Verilen öneriler çoğunlukla kısıtlama ve ceza odaklı oldu. Çocukların neden bilgisayarları tercih ettiklerini anlamayı kaçırdık biraz. Uzaktan eğitimde de böyle olduğunu düşünüyorum. Çocuk bilgisayarı neden seviyor?
Çocuklar çok başarılı bir gözlemcidir. Ebeveynlerinin teknolojiyi eğlence ağırlıklı kullandığını gözlemleyen çocuk, aynı teknolojinin kendilerine sorumluluk olarak yüklendiğini görmek onların motivasyonlarını düşürmektedir. Bu noktada ailelere önemli görev düşmektedir. Ebeveynler olumlu örnek olmalı, gün içinde öğrendikleri yeni bilgileri, deneyimleri çocuklarıyla paylaşmalı, onları dinlemelidir.
Teknoloji, çocukların kendi gelişim ihtiyaçlarını karşılamaları için de en kolay başvuru kaynağıdır. Merak ettikleri, cevabını bulmak istedikleri, güncel olanı yakalayabildikleri başlıklara kısa süre içinde teknoloji sayesinde ulaşabiliyorlar. Yetişkinlerden çok farklı bir dünyaya sahip olan çocuklar kendi bakış açıları, heyecanları ve fikirlerini burada gördükleri uçsuz bucaksız örneklerle zenginleştirme fırsatı buluyorlar. Bu nokta da eğitimcilere çok büyük iş düşüyor. Öğrencilere kendi planladıklarımızı anlatmak, onların pasif dinleyici halinde oldukları sunumları izletmek çocuklar için çok cazip olmuyor. Dinlenildiğini, merak ve ilgilerinin önemsendiğini, bunlara ilişkin öğrenme ortamları yaratıldığını hisseden çocuk uzaktan eğitim sürecine çok daha istekle katılacaktır.
Keşfetme duygusu çocuklar için büyük bir başarı ve gurur kaynağıdır. Kendi keşfettikleri bilgi ve beceriler unutulmak bir yana, yeni karşılaştıkları durumlara en kolay transfer ettikleri deneyimlerdir. Bu nedenle uzaktan eğitim sürecinde öğrencilere sürekli bilgi aktarımı yapmak yine çocuklarda motivasyonu düşüren bir başka sebeptir. Öğretmenin sürekli bilgiyi aktardığı ortamlarda çocuğun düşünmesini gerektiren süreç ortan kalkacaktır. Dolayısıyla merak unsuru ile çocuğu tetikleyip aktif hale getirmeyen sürecin verimi yine düşüyor olacaktır. Ders içeriklerinde kullanılacak düşündürücü ve açık uçlu sorular öğrencilerin kendi başlarına araştırmalar, deneyler, gözlemler yaparak cevaplarını keşfedecekleri fırsatlar yaratmalıdır. Öğrencilerin ulaştıkları cevapları öğretmenleriyle veya aileleriyle paylaşıyor, tartışıyor olması yine en önemli motivasyon kaynaklarından birisidir.
Teknolojinin insanlara sunduğu en önemli ayrıcalıklarından birisi de seçme özgürlüğü sunmasıdır. İstediğimiz sayfayı okuyoruz, istediğimiz sosyal medyayı kullanıyoruz, görselleri kullanıyoruz, oyunları oynuyoruz, renkleri seçiyoruz… Çocuklar bu kadar seçenek arasında özgürce seçim yapabildikleri için fikirlerini ortaya koyma, karar verme ihtiyaçlarını gideriyorlar ve kendilerini güçlü hissediyorlar. Uzaktan eğitim sürecinde ise seçenek sunulmayan öğrenciler tek tip dersleri takip etmek ve dahası bu karar vermek yerine uyum sağlamak zorunda kalmaktadır. Bu duygunun giderilmesi ve heyecanın artması için uzaktan eğitim sürecinde öğrencilere seçim yapabilecekleri fırsatlar sunulmalıdır. Alternatif kitap önerileri, internet siteleri, videolar, deneyler sunmak öğrencilerin düşünme, karar verme, ilişki kurma becerilerini destekleyecektir.
Özetleyecek olursak içinde bulunduğumuz süreç içinde eğitimcilerin çok büyük emek vermekte ve eğitimin aksamaması için büyük zamanlar ayırmaktadır. Ancak bu emeğin boşa gitmemesi için hayata çocukların gözlerinden, duygularından bakmayı göz aradı edemeyiz. Onların geleceğini onlarla birlikte şekillendireceğiz.